Bilgelik Sanatı
Mevlâna
Mevlâna
“Cahil insanlar davul gibidir, sesi çok çıkar ama içi boştur.”
“Öfke rüzgar gibidir, bir süre sonra diner ama birçok dal kırılmıştır bile.”
“Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.”
“Sütten çıkınca bütün kaşıklar aktır. Önemli olan, içinden çıktığın sütü ak bırakmaktır.”
“Yapraksız kaldın diye gövdeni kestirme. Zirâ bu işin baharı var.”
“Ağaç dalındayken bilmezmiş onun kıymetini, düşünce anlarmış onu ne kadar çok sevdiğini.”
“Cahil kimsenin yanında kitap gibi sessiz ol.”
“İnsanları tanımak için tüm gücünüzü verin, ama tüm sevginizi vermeyin. Çünkü onları tanımaya başladıkça verdiğiniz sevgiye acıyacaksınız.”
“Sahip olduklarına şükretmeyi bilmeyenin, kaybettiklerine isyan etmeye hakkı yoktur.”
“Ayağına batan dikenler, aradığın gülün habercisidir.”
“Sen, sende kimin misafir olduğunu bilsen hiç üzülmezdin.”
“Seni sevmeyene fazla sabır gösterme. Sabrının adı yüzsüzlük olur. Bu kadarla kalmaz. Fedakârlığın eziklik, sevginde kişiliksiz olur.”
“Sesini değil, sözünü yükselt. Çiçekleri büyüten yağmurdur, gök gürültüsü değil.”
“Gerek yok her sözü laf ile beyana, bir bakış bin söz eder bakıştan anlayana.”
“Yüz dil bilsen, seni anlamayanların yanında dilsizsindir.”
“Asalet boyda değil soyda, incelik belde değil dilde, doğruluk sözde değil özde, güzellik yüzde değil yürekte olur.”
“Dost ise düşünme, ver ömrünü gitsin. Dost değilse hiç bekletme, yol ver gitsin.”
“Başkasından senin için vazgeçen, bir gün mutlaka başkası için senden vazgeçer.”
“Sanma ki dert sadece sende var. Sendeki derdi nimet sananlar da var.”
“Anlaşılmak gibi bir derdimiz vardı. Ne zaman ki kendimizi anlatamadığımızı fark ettik, işte o vakit susmalar dostumuz oldu.”
“Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakinin anlayabileceği kadardır.”
“İncitme! İncittiğin yerden incinirsin.”
“Edep aklın tercümanıdır. Herkes edebi kadar akıllı, aklı kadar şerefli, şerefi kadar değerlidir.”
“Neyi gerçekten kalpten istersen, o şey bir gün gelip mutlaka seni bulur. Düşüncen konuşmana, konuşman hareketine, hareketin kaderine yansır.”
“Her yerde olmak gibi bir duan varsa, gönüllere gir. Çünkü sevenler, sevdiklerini gönüllerinde taşırlar.”
“Mum olmak kolay değildir. Işık saçmak için önce yanmak gerekir.”
“Unutmayın, dünyada yaşamıyorsunuz, dünyadan geçiyorsunuz.”
“Sen bir şeyler verdikçe dost görünen çok olur; bir de sen iste gör, hepsi birden yok olur.”
“Bu yol yalnızca senin, başkaları seninle yürüyebilir, fakat hiç kimse senin için yürümez.”
“Kalp, sadece sevgi ile ayarlanan bin telli bir enstrümandır.”
“Yanlış anlamak için tetikte bekleyene, doğruyu anlatamazsın.”
“Bendeki yerini, sendeki yerim belirler.”
“Sanma ki gül dikenin himayesinde, dikenin itibarı gül sayesinde.”
“Dediler ki; gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki; Gönüle giren gözden ırak olsa ne olur?”
“Belki sen de köklerde bulabileceğini dallarda arıyorsundur.”
“Seni iki şey anlatır: Hiçbir şeyin yokken gösterdiğin sabır, her şeyin varken gösterdiğin tavır.”
“Kusur bulmak için bakma birine. Bulmak için bakarsan bulursun, kusuru örtmeyi marifet edin kendine. İşte o zaman kusursuz olursun.”
“Asla umudunu kaybetme. Belki de elindeki son anahtar kilidi açacaktır.”
“Ticaret ehli değilsen dükkan açma. Hâl ehli değilsen ağzını açma. Büyüklerin olduğu mecliste ahkâm kesme. Körler çarşısında ayna satma. Ehil olamıyorsan bari edepli ol.”
“Günün adamı olmaya çalışma. Hakikatin adamı olmaya çalış. Çünkü gün değişir, hakikat değişmez.”
“Bilmek başka bulmak başka, olmak bambaşka.”
“Neyi feda edersen, o sana ihsan edilir. Neye kıyamazsan, onunla sınanırsın.”
“Allah cömerttir; ama arpa ekene de buğday vermez.”
“Benim içimde gördüğün güzellik, senin güzelliğinin bir yansımasıdır.”
“İnsan gülüşüyle terbiyesini, güldüğü şey ile seviyesini gösterir.”
“İnsanları; kitap gibi düşünün ve kapaklarına bakıp anlamayın. Asıl değerini okumaya başladığınızda anlarsınız.”
“Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok; nice elbiseler gördüm, içinde insan yok.”
“Seni kalbimle ve aklımla sevmiyorum. Seni ruhumla seviyorum, yoksa aklım unutur, kalbim durur.”
“Nice balık vardır ki, su içinde her şeyden eminken boğazının hırsı yüzünden oltaya tutulmuştur.”
“Uğraşma boşuna. Seni ancak gördükleri ve duydukları kadar anlayacaklar. Gördükleri, ancak kendi anladıkları kadar olacak.”
“İnsanı ilgi ile dinlemek, insana en büyük ikramdır.”
“Kapıyı çal ki açılsın, kurtul ki güneş gibi parlayasın, düş ki göklere yükselesin, bir hiç haline gelirsen her şey olacaksın.”
“Ümitsizlikten sonra nice ümitler, karanlığın ardında nice güneşler vardır.”
“Bir yandan korkun bir yandan umudun varsa iki kanatlı olursun; tek kanatla uçulmaz zaten.”
“Sorsan bana kaç kere aklıma geldiğini; “bir kere” derim, zira geldin ama hiç gitmedin.”
“Gönül gözüyle gören hiçbir insanı kandıramazsınız, sizi açık bir kitap gibi okurlar.”
“Hayatın amacı, kendine varmaktır. Oysa herkes yaklaşır, her yere varır, bir tek kendinden uzak kalır insan. Her yeri, her şeyi keşfeder ama kendinde kıpırtısız okyanuslardan haberi bile olmaz.”
“Ne fark eder kör insan için, elmas da bir, cam da. Sana bakan bir kör ise, sakın kendini camdan sanma!”
“Kötü bir döneme girdiğinde ve her şey sana karşı gibi göründüğünde, bir dakika bile dayanamayacakmışsın gibi geldiğinde sakın pes etme. Çünkü işte orası, gidişatın değişeceği yer ve zamandır.”
“Bildiklerini anlat ama akıl vermeye kalkma. Anlatılanları iyi dinle, ama hepsini doğru sanma. Sessiz kalmak, bir şeyi bilmediğin anlamına gelmez, çok konuşmakta çok şey bildiğini göstermez. Herkesi kendine eşit gör, her kim olursa olsun bir insanı küçümsemek akılsızlık, çok büyük görmekte korkaklıktır. Cesaret akıldan cesarettir, bilgisizlikten gelirse cehalettir.”
“Bu alem bir rüyadır. Hakikatte yok olan şu cihan var gibi görünmekte. Hakikatte var olan cihan da adam akıllı gizlenmekte. Rüzgar esti mi toz toprak görünür. Rüzgar görünmez. Toz toprak, kendisini gizleyen rüzgara perde olur.”
“Edepli edebinden susar, edepsiz ben susturdum zanneder.”
“İnsanlar ağaçlardan ders almalıdırlar. Onlar; ne üzerlerinde barınan kuşların, ne gölgelerinde yatan insanların, ne de verdikleri yemişlerin hesabını tutarlar.”
“Kötü bir döneme girdiğinde ve her şey sana karşı gibi göründüğünde, bir dakika bile dayanamayacakmışsın gibi geldiğinde sakın pes etme. Çünkü işte orası, gidişatın değişeceği yer ve zamandır.”
“Asla kimsenin umudunu kırma. Belkide sahip olduğu tek şey odur.”
“Kötüye yormak ve vehim yapmak insanı derdi yokken bile hasta eder. Onun için olaylara bak.”
“Dün zekiydim, bu yüzden dünyayı değiştirmek istedim. Şimdi ise bilgeyim, bu sebeple kendimi değiştiriyorum.”
“Sorunun kendinde olduğunu anlamayan insanlar, çözümü başkalarının huzurunu bozmakta bulur.”
“Herkes konuk dünyada, fakat kimin konuğu, bunu pek az kişi bilir.”
“Gözünle bakarsan bana, beni görürsün; gönlünle bakarsan seni görürsün.”
“Ay doğmuyorsa yüzüne, güneş vurmuyorsa pencerene, kabahati ne güneşte ne de ayda ara! Gözlerindeki perdeyi arala!”
“Nasıl susamış bir dudak suyu ararsa, su da susuzluğunu dindireceği bir dudak arar.”
“Aldığın yara, ışığın sana sızacağı yerdir.”
“Eli görmeyen, yazıyı kalem yazdı sanır. Tanrı’nın kudretini görmeyen, elmayı ağaç yaptı sanır.”
“Boynunda duran elmas kolyeyi bulmak için, odadan odaya koşturup duruyorsun.”
“Sakın acında kaybolma. Bil ki çektiğin acı bir gün dermanın olacak.”
“İnsanı ateş değil, kendi gafleti yakar. Herkeste kusur görür, kendisine kör bakar. Neye nasıl bakarsan, o da sana öyle görünür.”
“Dilini terbiye etmeden önce yüreğini terbiye et; çünkü söz yürekten gelir, dilden çıkar.”
“Sana bir daralma gelirse yararınadır. Kaygılanma. Sürekli yaz mevsimi olsaydı güneş bahçeyi yakıp kavururdu.”
“Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek bir cevabım var elbet. Lakin bir lafa bakarım, laf mı diye? Birde söyleyene bakarım, adam mı diye?”
“İnsanların ayıbını örtmekte gece gibi ol.”
“Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum. Işığı gördüm, korktum, ağladım. Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim. Karanlığı gördüm, korktum. Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi. Ağladım. Yaşamayı öğrendim. Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu; aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrendim. Zamanı öğrendim. Yarıştım onunla. Zamanla yarışılmayacağını, zamanla öğrendim. İnsanı öğrendim. Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu, sonra da her insanın içinde iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim. İnsan tenini öğrendim. Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu, evreni öğrendim. Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim. Sonunda evreni aydınlatabilmek için çevreni aydınlatabilmek gerektiğini öğrendim. Her canlının ölümü tadacağını, ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim. Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim. Okumayı öğrendim. Kendime yazıyı öğrettim sonra. Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana.”
"Ne kadar sessiz olursan, o kadar iyi duyarsın."
“İnsana, aradığı şeye bakarak değer biçilir.”
"Baktığın benim, gördüğün sensin."