İnsanlığın Yaratılışı(Adem ve Havva)
İnsanlığın Yaratılışı(Adem ve Havva)
Adem ve Havva hikayesi herkes tarafından bilinen bir hikayedir. Dışarıda kime sorsanız kendi kafasına göre anlatır, çünkü yarım yamalak öğretilmiştir. Kitapta Tanrı’nın ilk insanları yarattığı ve onlara özgür irade verdiği anlatılır. Tanrı’nın bedenlerine ruh verdiği bir gerçektir. Ancak insanlığı yaratan bizzat Tanrı değildir. Enki, diğer 11 yoldaşı ve 600 madenci, gezegenlerinde var olan bir takım sorunlar nedeniyle kendi dünyamıza altın çıkarmak için gönderilmişlerdi. Enki ve yoldaşları, madencilerin isyanı nedeni ile insanlığı yarattılar. İnsanlığı yaratmak için Afrika'daki maymunları kullandılar. Maymun genleri ile kendi genlerini karıştırarak ilk insanları meydana getirdiler.
Yaratılma süreci ise tüm gerçekleri ile şu şekildedir:
Enki’nin kardeşi Enlil, insanlığın yaratılmasına karşıydı. Bu konuyu tartışan Enki ve ekibi şunları söylediler:
“Gezegenimiz üstünde kölelik çok uzun zaman önce feshedildi; araç gereç köledir, başka varlıklar değil. Daha önce mevcut olmayan yeni bir varlık yaratmak istersin. Yaratmak yalnızca her şeyi yaratan babaya mahsustur.”
-Enlil
“Bu yaratık zaten mevcut!”
-Ninmah
“Planım köleler değil yardımcılar oluşturmak.”
-Enki
“Bu çok ciddi bir mesele. Bu plandan hiç hoşlanmadım. Amacımız altın elde etmekti. Her şeyi başlatan babanın yerine geçmek değil.”
-Enlil
“Her şeyi başlatan baba bize bilgelik ve anlayış bahşetti. En iyi şekilde kullanmayacaksak neden böylesine kusursuzlaştırıldık?”
-Ninmah
“Her şeyin yaratıcısı bizim yaşam özümüzü neyi becerebiliyorsak yapabilmemiz için bilgelik ve anlayışla doldurdu, bunun için yaratılmış değil miyiz?”
-Ninmah
“Bilgelikle yeni araç gereç biçimlendirelim, yeni yaratıklar değil; yeni teçhizatla kolaylaştıralım işi, köle yaratıklarla değil.”
-Ningişzida
“Anlayışımız bizi nereye yönlendiriyorsa, oraya gitmektir kaderimiz. Sahip olduğumuz bilginin kullanılması önlenemez.”
-Ningişzida
Enki ve ekibi Galaktik Meclise giderek bu konuyu paylaşır ve izin alırlar. Galaktik Meclis uzun bir tartışma sonrası bunu kabul eder. Enki yanına Ninmah ile Ningişzida’yı alır ve deneylere başlarlar. Enki deneyler yapmayı çok sever. Bu nedenle laboratuvarındaki kafeslerin içinde bir sürü hayvan melezleri bulunur. İnsanlığı yaratma deneylerinin çoğu başarısızlık ile sonuçlanmıştır. Yavrular sürekli sakat doğmuşlardır. Enki ve Ninmah sezeryanla yaptıkları deneyde başarılı olurlar ancak bebek istenilen gibi olmaz. Ardından Ninmah kilden bir kap yapıp Enki dünyadaki çamuru kullanarak tüp bebek yöntemi denemişlerdir. Sonuç başarılı olmuştur fakat bebek tekrar istenilen şekilde olmamıştır. Daha sonra Enki Ninmah’a rahmin bir Anunnaki rahmi olması gerektiğini söyler. Ninmah bu fikri kabul eder ve görevi üstlenir. Enki döllenen yumurtayı Ninmah’ın rahmine yerleştirir ve gebelik süreci başlar. 9 ay sonra ilk insan çocuk kusursuz bir şekilde doğar. Doğan çocuk bir erkektir. İnsanlığı yaratma işi başarılı olmuştur. Doğan bebeği alırlar ve Galaktik Meclise göstermeye giderler. Sonuç Meclisin hoşuna gitmiştir. Fakat küçücük bir kusur vardır. Doğan çocukta sünnet derisi vardır. Ninmah çocuğun adını “Adamu” koymuştur. Adamu, Anunnaki dilinde erkek anlamına gelir.
“İlkel işçi için bir modeli sonunda elde ettik.”
-Enki
“Şimdi bir işçiler ordusuna ihtiyaç var.”
-Ningişzida
“Gerçekten bir model olacak o; ilk doğan çocuk muamelesi görecek, onu güç işlerden koruyacağız; yalnızca onun özü olacak kalıbımız.”
-Enki
İlkel işçi toplumunu oluşturmak için Ninmah, gezegenlerindeki şifacı kadınlardan yardım talep eder. Kadınlardan yedisi kabul eder. Ningişzida kadınların isimlerini kaydetmiştir.(Ninimma, Şuzianna, Ninmada, Ninbara, Ninmug, Musardu ve Ningunna) Aynı şekilde operasyon yapılarak yedi kadından da yedi erkek bebek doğar. Ardından dişi insanı yaratmaya karar verirler. Dişi Ninki’nin rahminde yaratılır. Yaratılan dişi insanın adı Yaşamın Anası anlamına gelen Tiamat olur. Ardından yedi dişi daha yaratılır. Yaratılan ilk insanlar olan Adamu ve Tiamat, Aden’e yani Nibiru’daki Anunnaki şehrine götürülür.(Nibiru’da halen insanlar vardır) Sonrasında yaratılan yedi dişi insanın yedisi de kısır olduğu öğrenilir. Araştırıldığında ise üreme genlerinin olmadığı öğrenilir. Bunu öğrenen Enki ve Ninmah, kaburgalarından genler alarak Adamu ve Tiamat’a naklederler. Ameliyatın ardından yaratılan ilk insanlarda utangaçlık görülür. Cinsel organlarının üzerlerini yapraklarla örtmeye başlarlar. Sorunun çözüldüğü buradan anlaşılır. Yaşanan tüm bu olayları öğrenen Enlil öfkeyle şunları söyler:
“Bu işin tamamından hiç hoşlanmamıştım, yaratıcılar olmak ne haddimize diye karşı çıkmıştım. İhtiyacımız olan yaratık zaten mevcut. Böyle demiştin Enki. Tek ihtiyacımız onun üstüne işaretimizi koyup böylece ilkel işçiler oluşturmak. Şifacı kadınlar da kendilerini tehlikeye attılar; Ninmah ve Ninki de tehlikenin kucağına atıldılar. Hiçbiri bir işe yaramadı, eserin başarısızlıktı. Şimdi de yaşam özümüzün son parçalarını bu yaratıklara verdin ki üremeyi bilsinler bizler gibi; bizim yaşam devlerimizi de onlara vermiş olmayasın sakın?!”
-Enlil
Belli ki Enlil bu işe tamamen karşıydı. Bu nedenle dünyaya insanlığı yok etmek için düzenli olarak tufanlar gönderiyor.
Bu olanlardan önce, yani bedenleri yaratılmadan önce, ilk olarak insanlığın bilinci yaratılmıştır. İnsanlığın bilinci ise dünyanın rahminde, Sirius B’den sonraki üçüncü yıldızdan gelen siriuslular ile anunnakilerin birleşmeleri ile üç ve dört boyutlu olarak yaratılmıştır. Dördüncü boyutta Anunnakilerden yedi şifacı kadın birleşerek beyaz ve mavi karışımı renkte, 132 cm boyunda, 90 cm çapında bir alev yarattılar ve bu alevi dünyada kendi oluşturdukları gezegensel bir rahime yerleştirdiler. Bu gezegensel rahim, dünyanın 160 km altına üç boyutlu yerleştirilmiş dört boyutlu bir odadır ve insanlığın bilinci ancak bu şekilde yaratılabilir. Bu oda taştan yapılmış gibi görünür ve bu odanın tam ortasında geometrik bir küp bulunur. Bu küpün hemen üzerinde, yedi anunnaki kadının yarattığı alev bulunur. Bu alev insanların eter dediği saf pranadır, yani bilinçtir. Bu alev Kur'an'da -dumansız bir ateş- diye geçer. Anunnakiler bizler gibi üç boyutlu varlıklardı ancak siriuslular dört boyutlu varlıklardı ve iki ırk da mesih bilinçlilerdi. Uzak bir gezegenden gelen siriuslular doğrudan anunnakilerin oluşturduğu gezegensel rahime gittiler ve hiçlikten yola çıkarak 75 cm yüksekliğinde, 98 cm genişliğinde ve 5 metre uzunluğunda 32 adet pembe kuvars bloğu yarattılar. Bu blokları anunnakilerin yarattığı alevin etrafına yerleştirdiler. Ardından bu blokların üzerine başları aleve, yüzleri yukarı bakacak şekilde erkek ve dişi olarak uzandılar ve alevi içlerine aldılar. Böylece insanlığın bilincini yarattılar. Bunun ardından bedenlerini yaratmak için üçüncü boyuttaki dünyamızda Enki ve ekibi, Enki’nin laboratuvarında maymunların genleri ile kendi genlerini karıştırarak ürettikleri yapay insan yumurtalarını, yedi anunnaki kadının rahmine yerleştirdiler. Kadınlar hamile kaldılar ve gezegensel rahimde 2000 yıl boyunca hiç hareket etmeden yattılar. Böylece ilk insanlar bu şekilde, 200.000 yıl önce, Afrika’daki Gondwanaland’da doğmuş oldular.